Merhaba, adım Rıfat. 25 yaşında tıp fakültesinde öğrenciyim. Ailem Hatay’da yaşıyor. Birkaç arkadaşla beraber kaldığım evden ayrılmak zorunda kalınca kendime yeni bir ev arayışına girdim. Ama emlakçılara para vermek istemiyordum. Nihayet uzun uğraşlar sonucu camında kiralık ilanı olan bir daire buldum. Daire eski bir binanın zemin katındaydı. Kaldırım seviyesinde pencereleri olan temiz bir daireydi, içi yeni yapılmıştı. Beklediğimden daha iyi durumdaydı. Kirası da çok değildi.
Daireyi gezdiren Hacer Teyze evin yeğenine ait olduğunu ama vekaletinin kendisinde olduğunu, kirayı alıp ona gönderdiğini söyledi. Kendi dairesi dördüncü kattaydı. Sözleşme yapmak için onun dairesine geçtik. 65 yaşındaki Hacer Teyze eşini uzun zaman önce kaybettiğini, Amerika’da yaşayan bir kızı olduğunu ama kendisini hiç arayıp sormadığını söyledi üzülerek. Öğrenci olduğum için kirayı biraz daha düşürdü. Depozito olarak da yarım kira bedeli aldı sadece.
Birkaç gün sonra eve taşındım. Zaten çok fazla eşyam olmadığı için kolayca yerleştim. Hemen o akşam Hacer Teyze arayıp evine yemeğe davet etti. 65 yaşındaki kadın çok güzel bir sofra hazırlamış, yemekler yapmıştı. Pamuk gibi bembeyaz saçları omuzlarına dökülen, yüzünde yaşına rağmen çok kırışık olmayan gençliğinde güzel olduğu her halinden belli olan bir kadındı. Zaten duvarlardaki kimisi siyah beyaz gençlik fotoğrafları da bunu gösteriyordu. Dışarı çıkarken mutlaka mantosunu giyip başını kapatıyordu ama beni kendisine yakın gördüğü için evde başını örtme ihtiyacı duymuyordu.
Tıp fakültesi son sınıfta okuyor, TUS sınavlarına hazırlanıyordum. Bu durumum Hacer Teyze gibi yaşlı bir kadın için bulunmaz nimetti. Yaşına bağlı olarak hastanelere çokça işi düşüyordu. “Bundan sonra ufak tefek şeyler için doktora gitmeme gerek kalmaz, sen muayene edersin. Artık son sınıftasın, doktor sayılırsın!” deyince, “Elimden ne gelirse yaparım!” dedim.
O günden sonra hemen her gün Hacer Teyzenin yanına uğrayıp bir ihtiyacı olup olmadığını sormaya, ufak tefek alışverişlerini yapmaya başladım. Kadının kimsesi yoktu, tamamen yalnız kalmasın diye çabalıyordum. Arada bazen sırtını dinleyip muayene ediyor, şikayetlerini dinleyip tavsiyelerde bulunuyordum.
Yine bir akşam Hacer Teyze aradı. Yemek için evine davet ederken aynı zamanda rahatsız olduğunu, kendisini muayene etmemi istedi. Sesi de sıkıntılı geliyordu zaten. Yemek yemiştim ama kendisini kırmamak için yukarı çıktım. Daha kapıyı açtığında yüzündeki sıkıntıyı gördüm. Peşinden içeri geçtim. “Hayırdır Hacer Teyze, neyin var, neren ağrıyor?” dediğimde karnını tutup, “Yavrum kaç zamandır tuvalete çıkamıyorum, kabız oldum. Geçmek bilmedi bir türlü. O kadar su içtim, zeytinyağı içtim, ne ettiysem de geçmedi. Şimdi de alttan alttan vuruyor meret, sıkıştırıyor ama bu sefer de çok sızlıyor, korkuyorum tuvalete girmeye. Patlayacak hale geldim!” diye yanıt verdi.
Ona, “Lavman yapmamız lazım Hacer Teyze!” dediğimde, “O ne ki yavrum, nasıl bir şey?” dedi. Kabaca anlattığımda, “Bilmem ki, ben yapabilir miyim?” diye endişeyle baktı bana. “Yaparsın, kolay bir şey. Ama nöbetçi eczane bulmak lazım. Sen biraz bekle ben alıp geleyim!” diyerek caddeye çıktım. Birkaç yüz metre ötede nöbetçi bir eczane olduğunu gördüm internetten. Koşar adım gidip birkaç lavmanla fitil aldım. Kadıncağız zor durumdaydı, bir an önce tuvalete çıkması gerekiyordu.
Eve geldiğimde sıkıntısı daha da artmış gibiydi. Lavmanı gösterip nasıl yapacağını söyledim. “Yavrum ben onu yapamam şimdi, elim ayağım titriyor zaten. Sen yap!” deyince irkildim. “Hacer Teyze bu arkadan yapılıyor, sen yapsan daha iyi!” dedim. “Yavrum ben yapamam şimdi, sen yapıver işte. Doktorsun, niye utanıyorsun?” dediğinde, “İyi, peki!” dedim. “Tuvalete gitmemiz lazım, etkisini çabuk gösterir bu!” dediğimdeyse, “Tamam, gel o zaman!” dedi karnını ovuşturarak.
Banyoya geçtik. Hacer Teyzeden klozetin kapalı kapağından tutunarak eğilmesini söyledim. Ellerini dayayarak karşımda eğildi, yani domaldı. Uzun kapalı yırtmaçlı bol bir eteği vardı. Eteğini beline sıyırmasını isteyip külotunu da indirmesini söyledim. “Yavrum önceden söylesene!” diyerek tepki gösterip doğruldu, eteğini kaldırdı. Beyaz, pamuklu ve kocaman götünü örten külotunu indirdi kalçalarına ve yeniden domaldı.
Kadının bu görüntüsü karşısında bir doktor adayı olsam da etkilenmedim dersem yalan olurdu. Bembeyaz götünün kocaman yanaklarını tutup ayırdığımda amının derin ve içi kırmızı yarığı ile biraz kararmış göt deliği çıktı ortaya. Uzun ve beyazlamış kıllarla kaplıydı amı. Göt deliği ise temizdi.
Lavmanın başlığını taktım. Eldiven de kullanmam gerekiyordu ama almayı unutmuştum. Sol elimle göt deliğinin ağzını açmış, sağ elimde de lavmanı tutuyordum. “Hacer Teyze yapıyorum, ben yaptıktan sonra tuvalete oturacaksın hemen!” dediğimde, “Dur o zaman yavrum!” dedi. Ahlayıp ıhlayarak doğrulup, “Yavrum ben yapmaya korkuyorum, çok sızlıyor, arkam acıyor. Bir de sen bunu yaparsan iyice mahvolurum, arkam çok sızlıyor çünkü!” dediğinde, “Haklısın, ilk başta zorlar, ama sonra alışırsın!” dedim.
Ama yine de Hacer Teyzeyi inandıramadım sözlerime. O zaman garip bir şey söyledi. Zamanında kocasının da böyle olduğunu, tuvalete çıkmakta zorlandığı bir zamanda arkasına şişe sokup genişlettikten sonra rahatlayıp tuvalete çıkabildiğini söyleyince kulaklarıma inanamadım. “Hacer Teyze o dediğin nasıl bir şey öyle? Çok sağlıksız, çok tehlikeli!” dediğimde tepki gösterip, “Yavrum ne yapsaydı adam, ölse miydi? Canının acısıyla kıvranıp duruyordu, ben de son çare arkasına şişe soktum, adam ondan sonra rahatladı, bana dua etti!” dedi.
Sonra da, “Sen de şişe var mı, soda şişesi olur!” deyince, “Yok!” dedim. “Bende de yok!” diye hayıflandı. “Komşulardan isteyeyim!” dediğimde, “Yok, bu saatte milleti rahatsız etmek istemem, zaten hiçbiriyle konuşmuyorum!” dedi. Hacer Teyze çöp meselesi yüzünden diğer oturanlarla kavgalı olduğunu söylemişti daha önce. Komşularsa Hacer Teyzenin aklından zoru olan aksi ve huysuz bir kadın olduğunu, kendisine bulaşmak istemediklerini söylemişlerdi. Aksi ve huysuz olduğuna kani olmuştum, ama aklından zoru olduğuna bu gece şahit oluyordum. Kadın gerçekten dengesizdi.
İşi şakaya vurup, “Salatalık, patlıcan, kabak da olur!” dediğimde, “Yavrum ben canımın acısıyla kıvranıyorum, sen alay ediyorsun benimle!” dedi. Ardından da, “Bu hafta pazara gidemedim, o dediklerin de çok pahalanmış zaten!” diye ilave etti. “E nasıl olacak, hastaneye gidelim o zaman!” dediğimdeyse, “Devlet hastanesine gidersek dünya kadar sıra vardır şimdi, özele de gitsen bir sikmedikleri kalıyor adamı. Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Sen hele biraz parmağını sok bakalım, öyle genişletmeye çalış!” deyince, “Ya Hacer Teyze sen ciddi misin?” dedim. “Yavrum ciddiyim, sen dediğimi yap, ne biçim doktorsun sen, benden mi iğreniyorsun?” dedi sinirle.
Onun bu sinirli ve kendini bilmez açıklamalarına, “Oldu olacak sikimi sokayım da öyle genişleteyim!” dediğimde, “Olur mu öyle?” dedi ciddi bir yüzle. “Ya Hacer Teyze git işine, sen kafayı mı yedin ya?” dediğimdeyse, “Allah rızası için yavrum ne yapacaksan yap artık, parmağını mı sokacaksın, sikini mi sokacaksın bilmem ama beni kurtar bu dertten, yoksa balon gibi patlayacam şimdi!” dedi. Ardından da külotunu çıkarıp eteğini belinde topladı.
65 yaşındaki ev sahibim kendisini götünden sikmemi istiyordu. Sikim ister istemez bu düşünce nedeniyle sertleşmişti, ama bu nasıl bir şeydi, nasıl olacaktı? Nenem yaşında bir kadındı Hacer Teyze. Başını yana çevirip, “Hadi yavrum acele et, genç delikanlısın, kaldır sikini de sok şunu!” dedi. Bu arada acı dolu iniltiler çıkartmaya başlamıştı.
Mecburen dediğini yapacaktım. Pantolonumu ve külotumu indirdim. Hacer Teyzenin yıllanmış, beyaz uzun kıllı amına ve büyük buruşuk götüne bakıp sikimi okşadım, sıvı sabundan biraz sikime döküp 31 çeker gibi yaptım. Sikim sertleşmeye başladığında yanaşıp, “Hacer Teyze az belini indir, bacaklarını aç!” dedim. Hacer Teyze ayağındaki lastik tuvalet terlikleriyle ayaklarını açıp belini ıhlayarak indirdi. Yaşlı olsa da boyu 1,70’e yakın ve cüsseli bir kadındı.
Göt yanaklarını ayırdım. Göt deliğine sikimin kafasını sürttüğümde birden elektrik çarpmış gibi titredim. İlk defa bir göt sikecektim. Daha önce öğrenci evimizde arkadaşlarla iki kadın getirmiş, onları sikmiştik. Ancak kadınlar götten kesinlikle olmaz diye diretmişti. Şimdiyse 65 yaşındaki Hacer Teyze beni götünü sikmem için zorluyordu. Hayat garip şeyler çıkartıyordu insanın karşısına…
Sikimi bastırmaya başladım götüne. İlk anda deliği açılıp sikimin kafası içine girer gibi oldu ama hemen sonra geri çektim. Hacer Teyzenin göt deliği dar olmasının yanında çok da sıkıydı. Göt deliğinin ağzındaki kaslar yaşına rağmen gevşememişti. Başparmaklarımla ayırdım göt deliğini ve yeniden bastırmaya başladım ama olmadı yine. Göt deliği sikimi içine almamak konusunda ısrarcıydı. Hacer Teyzenin tuvalete çıkamama korkusu normaldi. Göt deliği bu kadar sıkı ve darken lavman yapamazdım.
O zaman eğildim ve sağ orta parmağımı soktum içine. Göt deliğinin darlığını ve sıkılığını daha net hissettim. Parmağım ilk boğumuna kadar içindeydi ama Hacer Teyze de kendini kasınca delik mengene gibi sıkmıştı parmağımı. “Hacer Teyze, kendini rahat bırak, kasma!” dediğimde ıhlayarak, “Kolaysa sen bırak!” dedi.
Banyoda ayaküstü olacak bir şey değildi bu. “Hacer Teyze içeri gidelim, burada olmaz bu iş!” dediğimde, “Yavrum hadi elini çabuk tut, duramıyorum!” diyerek kalktı. Kalkınca da ilk baktığı önümde sallanan sikim oldu. “Sikin de amma büyükmüş ha!” dedi gülerek. Ben de gülümseyip, “Bunu yersen açılırsın, o zaman istediğin kadar tuvaletini yaparsın!” dediğimde yanağıma vurup, “Bakıyorum senin de hoşuna gitti köftehor!” dedi. Elimden tutup, “Gel hele!” diyerek yatak odasına götürdü.
Yatak odasının mobilyaları antikaydı, eski tipte parlak cilalı ceviz rengindeydi. Kalın ve büyük kadife perdeler çekili ve yere kadar iniyordu. Eski ahşap yatak başlığında büyük bir dantel işlemesi vardı. Kocası ile evlendikleri zaman çektirdikleri siyah beyaz fotoğraf yatağın yanı başındaki komodinin üstündeydi.
Yatağın üstündeki pikeyi alıp kaldırdı. Kalın bir atlas yorgan vardı, onu da kenara çekti. “Hadi soyun yavrum, tuvalette olacak iş değil dediğin gibi!” dedikten sonra da üstündekileri çıkartmaya başladı. Bir tiyatro muydu, kamera şakası mıydı aklım almıyordu, ama 65 yaşındaki ev sahibimle sikişeceğim bir gerçekti.
Kadın bakışlarım arasında üstündeki uzun kollu, çiçekli ve bol gömleğini çıkardı. Altına beyaz bir atlet giymişti. Onu da başının üstünden çıkarınca pörsümüş, karnına inen kavun büyüklüğündeki memeleri çıktı ortaya. En ufak hareketinde memeleri sallanıyordu. Eteğini indirdi, zaten külotunu banyoda çıkartmıştı. Amının üzerinde epey zamandır alınmamış bembeyaz uzun kıllar şimdi daha net görünüyordu. Un gibi beyaz vücudunda yaşına bağlı olarak çiller ve benler çıkmıştı.
Yatağa uzanınca ben de soyunup yanına uzandım. Yatağa girince ilk sözü, “Ben işte böyle yatağıma alırım seni!” diye kikir kikir gülmek oldu. Takma, beyaz dişleri ile gülmesine devam ederken, “Hacer Teyze, sen gerçekten hasta mısın, kafan iyi mi?” dediğimde, “Yavrum sana da şaka yapmaya gelmiyor!” dedi ardından da sırtını döndü. “Sok bakalım nasıl olacak!” dedi ve sağ eliyle götünü avuçlayıp deliğini açığa çıkardı. Bense sol yanıma uzanıp sikimi tuttum ve arkadan götüne bastırdım. Sikimin kafası göt yanakları arasında gezindi bir süre, bu arada amının uzun kılları da sikime sürtüyordu.
“Bulamadın mı yavrum götümü?” dedi başını dikleştirip. “Hacer Teyze senin götün de bakire kızın amı gibi, bulunmuyor öyle kolay kolay!” dediğimde, “Yavrum yapamıyorsan yüzüstü uzanayım!” dedi. Kendimi geriye çekince de dediği gibi yüzüstü uzanıp bacaklarını iki yana pergel gibi açtı. Ben de dizlerimin üzerinde doğrulup bacaklarının üzerine yerleştim. Sikimi okşarken Hacer Teyze iki eliyle götünün yanaklarını ayırdı. Göt deliği meydana çıkmıştı. Tavandaki zayıf sarı ışığın altında daha da kararmış görünüyor gibiydi.
Eğildim, ağzımı yaklaştırdım ve ağzımda biriktirdiğim tükürüğümü deliğin üstüne bıraktım. Ardından parmağımla yavaşça yedirdim içine. Sikimde halen sıvı sabunun kalıntısı vardı, kaygan bir haldeydi. İyice sertleşip dikleştiğinde üstüne eğilip sikimi bastırdım götüne. Yumuşak göt yanakları büzüşüp löpürderken sikimin kafası deliğin içine girmeye başlamıştı. Ağırlığımı daha da verdiğimde götündeki ilerlemem arttı. Bir süre sikimin kafası içinde kaldım, öylece bekledim. Ancak Hacer Teyze çok sabırsızdı. Bir an önce sikimin tamamını sokmamı ve götünü genişletmemi istiyordu. “Hadi yavrum, daha da bastır, sok şunu iyice!” dedi başını yana çevirerek. Elleriyle götünün yanaklarını ayırmaya devam ediyordu.
Ellerimi yatağa dayayıp belimi indirdim ve bastırmaya başladım. İlk andaki sıkılık ve darlık giderek kaybolmaya başladı. Hacer Teyzenin göt deliği açılıyor, ıslanmış bir ekmek gibi yumuşuyordu. Sikimin neredeyse yarısı içine girdiğinde Hacer Teyze ıkınıp ahlamaya başladı. “Girdi mi yavrum, sızladı biraz!” dedi çenesi yatağa dayalı halde. “Giriyor Hacer Teyze, az sabırlı olursan daha da girecek!” diyerek belimi biraz kaldırıp yeniden bastırdım sikimi. Sikim göt deliğinde tünel kazan bir makine gibi ilerledi ve birden Hacer Teyzeden derin bir inilti ve ıhlama sesi çıktı. Sikim de köküne kadar girmişti içine bu arada.
Ellerini göt yanaklarından çekip başının iki yanına attı. “Devam et yavrum devam et, durma öyle!” dedi ıhlamalarının arasında. Ben de belimi oynatmaya, ileri geri hareketlerle sikimi götüne sokup çıkartmaya başladım. Hacer Teyzenin 65 yıllık götü sikimi boydan boya almıştı, içinde rahatça gidip geliyordum. Bu arada büyük zevk alıyordum. Zevkten kudurmuş bir halde pompalamaya başladığımda Hacer Teyze başını yastığa gömüp daha fazla ahlamaya başladı. Komşuların duymasından çekindiği için yastığı soktu ağzına ve ısırdı büyük bir güçle. Ancak bir kere başlamıştık bu işe ve devamını da getirmemiz gerekiyordu.
Hacer Teyzenin acılı iniltilerinin arasında ben büyük zevk yaşıyordum ama kendimi tutma konusunda acemi olduğum için boşalmaya gitgide yaklaşıyordum. Yaşlı kadının götünden aldığım zevk tüm vücudumun gerilmesine, kasılmasına neden oluyordu. Kalbim deli gibi atıyordu. Abandıkça göt yanakları sütlaç gibi titriyor, sırtının yumuşamış etleri löpürdüyordu. Üzerine uzandım, göğsümü sırtına dayadım. Bembeyaz ve sabun kokan saçlarının arasına yüzümü gömerken ellerimi alta sokup memelerini avuçladım. Kocaman memeleri avuçlarımdan taşıyordu. Hacer Teyze ağlamakla inlemek arasında sesler çıkarıyordu.
Ahşap yatağı yıllara meydan okumuştu ama abanmalarımla beraber dantelli yatak başlığı duvara değmeye başlamış, sesler çıkartır olmuştu. Daha da abanmaya, pompalamaya başladım boşalmam yaklaşırken. Kendimi kaybetmiş gibiydim. Hacer Teyze inliyordu, göt deliğinin genişlemesini istemişti, ama şimdi epeyce genişlediğini hissediyordum. Sikim yağlanmış bir piston gibi girip çıkıyordu götüne büyük bir hızla.
Sonunda daha fazla kendime hakim olamayıp boşalmaya başladım. Tüm kaslarım gerilmişti. Baldırlarıma kramp girer gibi oldu. Götüne o kadar bastırmıştım ki birden çat diye bir ses geldi ve yatağın sağ tarafı çöktü. O an Hacer Teyze de kendine gelip, “Ne oldu yavrum ne yaptın?” diye sordu. Halen boşalmanın etkisindeydim. “Yavrunun amına koyayım senin, boşalttın beni!” dedim. Yavaşça doğrulup sırtını öptüm. Sikim halen götündeydi. Çıkardığım vakit nasıl bir manzara ile karşılaşacağımı merak ediyordum. Sonunda yavaşça çıkardım sikimi götünden. Hacer Teyzenin beklediği ve istediği şey gerçekleşmişti, kızarmış göt deliği epey genişlemiş ve açılmıştı.
Yataktan kalkarken onun da kalkmasına yardım ettim. Yaşlı kadın yavaşça doğrulurken, “Kemiklerimi kırdın yavrum!” dedi. Ayağa kalktığındaysa, “Ayyy!” diye bir feryat kopardı. Kendini kasıp göt yanaklarını sıktı. “Oldu mu acep?” deyince, “Oldu oldu, gel şimdi lavman yapalım!” dedim. Elinden tutup banyoya gitmesine yardım ettim.
Hacer Teyze klozet kapağından tutunarak domaldığında lavmanı alıp açık duran göt deliğine sıktım. “Sen otur şimdi, işini yap, ben içerdeyim!” diyerek çıktım. Bir dakikaya kalmadan şiddetli osuruk sesleri gelmeye başladı, Hacer Teyzeden acı dolu birkaç inilti çıktı önce ama sonrasında sesleri kesildi. O içerde işini yaparken ben de yatak odasına döndüm. Aynanın önündeki kutu mendilden alıp sikimi sildim iyice. Yatağın düşen sağ tarafına baktım. Yatağı tutan ahşap parçalardan biri kırılmıştı, o nedenle yatak çökmüştü. Giyinip salona geçtim, televizyonu açtım.
Hacer Teyzenin gelmesi 15-20 dakikayı buldu. Geldiğindeyse yüzünde güller açıyordu. “Allah senden razı olsun yavrum, sayende rahatladım!” dedi. “Geçti mi ağrın sızın?” dediğimde, “Geçti çok şükür, iyi geldi ilaç ama sikin olmasaydı ne ederdim bilmiyorum!” dedi gülerek. “İyi, rahatladıysan sevindim!” dedim. Evden çıkacakken ilaçların ne kadar tuttuğunu sordu. “Ne parası Hacer Teyze, sen de götünü verdin, ödeştik, borcun filan yok!” dedim.
Kendi daireme indim ve banyoya geçip duşun altına girdim hemen. Kendimden 40 yaş büyük bir kadını sikmiştim hem de götünden. Hayalini kuramayacağım bir şey gerçek olmuştu. Saat 23:00’e gelirken kapının önünde merdivenlerden sesler geldi. Biraz sonra da kapıya vuruldu. (Bu kim şimdi?) diyerek merakla delikten baktım. Hacer Teyze elinde üstü kapaklı bir tabakla duruyordu. Kapıyı açınca, “Yavrum sana yemek getirdim, yukarda vermeyi unuttum!” deyince içeri davet ettim.
O da benim gibi banyo yapmış, yeni kıyafetler giyinmişti. Başını çiçek desenli büyük bir türbanla bağlamıştı ensesinden, ıslak saçlarının uçları görünüyordu. Kalın çerçeveli büyük gözlüklerini takmıştı. Eski çekyata oturup benim de yanına oturmamı istedi. Tabağı masanın üstüne koyup oturdum yanına. Elimi tutup, “Yavrum hoşuna gitti mi?” diye sorunca, “Gitti!” dedim. “Ben de onun için geldim, eğer istersen bundan sonra gelirsin yanıma, kimim kimsem yok nasılsa, sen de teksin. Her türlü ihtiyacında yanıma uğra, yalnızlık çekme!” deyince, “Tamam gelirim!” dedim gülümseyip.
Kırılan yatak aklıma geldi. “Hacer Teyze kusura bakma yukarda yatağını da kırdım!” dediğimde, “Olsun yavrum, olsun aslan evladım, kırılan yatak olsun, sen bu zavallı Hacer’in derdine derman oldun ya, önemli olan o, yatak yapılır önemli değil!” dedi gülümseyip. Ardından da elimi tutup çiçekli bluzunun üstünden kocaman sarkık memesine götürdü, sutyensiz memesini avucumda hissettiğimde sikim yeniden hareketlendi. “Gönüller bir olsun yeter ki yavrum, önemli olan bu, sen boş ver yatağı!” dedi lacivert gözlerini gözlerime dikip.
Elimi bluzun altına sokup beyaz kocaman memelerini avuçladım bir süre. “Gene yapalım mı?” diye sorduğumda, Hacer Teyze, “Yarın yapalım yavrum, bugün her yanım ağrıdı, ben senin gibi genç değilim, yarın akşam gelirsin bana!” dedi takma beyaz dişlerini göstererek gülerken. Onun bu hoşnut ve dünden razı hali hoşuma gitti. Bir süre daha memelerini okşamama izin verdikten sonra da kalkıp gitti.
Sikeceğim kadın 65 yaşındaydı ama artık 31 çekmek zorunda kalmayacaktım…