Adım Serhat, 25 yaşındayım, aslen Doğuluyum, 1.80 boyundayım ve yakışıklı sayılırım, başka bir deyişle etrafımda herkes öyle diyor. Sizlerle paylaşmak istediğim öykü, amcamın karısıyla, başka bir deyişle yengemle alakalı. İstanbulda kapıcılık yapan amcam 47 yaşında, kısa boylu, çok kilolu…
Adım Serhat, 25 yaşındayım, aslen Doğuluyum, 1.80 boyundayım ve yakışıklı sayılırım, başka bir deyişle etrafımda herkes öyle diyor. Sizlerle paylaşmak istediğim öykü, amcamın karısıyla, başka bir deyişle yengemle alakalı. İstanbulda kapıcılık yapan amcam 47 yaşında, kısa boylu, çok kilolu ve göbekli biri. Yengem ise 33 yaşında, 1.75 boyunda, kapalı giyinen fakat sülün gibi bir bayan. Ben yeni askerden gelmiştim, gidişatımız da iyi olduğu için çalışmaya ihtiyaçım yoktu, başıboş başıboş dolaşıyordum. Amcamların konutu bize yakın olduğu halde amcamlara fazla gitmezdim ve işin doğrusu yengeme de fazla alakam yoktu. Yengemle yaşadıklarım amcamın rahatsızlanıp operasyon olmasıyla başladı…
Amcamın operasyon olması netleşince, apartman yönetimi amcama, şayet sağlık kurumundan çıkana kadar yerine bakacak birisini bulmazsa, amcamı işten çıkarıp yerine başka bir kapıcı alacaklarını söylemiş. Amcam da taburcu olana kadar, birkaç haftalığına yerine benim bakmamı istedi. “Amca ben ne anlarım bu işlerden?” deyip, ne kadar kaytarmak istediysem de, babam amcama, “Tabi tabi merak etme, yapar, nasılsa başıboş başıboş dolaşıyor. Hem sizde kalır, çoluğa çocuğa da göz kulak olur!” deyip, bana emri vaki yapmıştı.
3 gün sonra amcamı hep beraber sağlık kurumuna kaldırdık. Amcam operasyon olmadan, “Hadi siz gidin, apartmanı boş vazgeçmeyin, idareyici kızmasın!” diyerek yengemle beni konuta gönderdi. Annem babam sağlık kurumunda amcama refakatçi kalırken, biz yengemle konuta gittik. Yengem, “Serhat git idareyiciye bir görün gel.” dedi. Çıktım idareyiciye tekmil verdim. İdareyici bana binaya iyi bakmamı, şikayet getirmememi tembihleyip, yapılacak bazı işleri de anlattıktan sonra ben tekerrür alt indim ve bahçeye çıktım. Akşama kadar bahçenin bakımını yaptıktan sonra bahçedeki banka oturdum, tüm bu işlere canım bunalmış, sigara içiyordum. Amcamın 2 tane minik çocuğu var, yanıma geldiler, “Annem seni çağırıyor!” dediler. Kalktım, yengemin yanına gittim, “Emret yenge?” dedim. Yengem, “Neden içeri gelmiyorsun? Bir şey mi oldu?” dedi. “Yok yenge bir şey olduğu yok, yalnızca hava alıyordum…” dedim. Yengem de, “Çocuklarla azıcık ilgilen de, ben de yemek sunim.” dedi. “Tamam yenge!” deyip girdim içeri. Evları Kapıcı dairesi çok minik 2 oda, salon olarak kullanılan minik bir oda, mutfak ve banyodan ibaretti yalnızca. Ben çocuklarla oynarken yengem mutfakta yemek hazırlıyordu…
Neyse yengem yemeği hazırladı, yedik. Yemeğin üstüne yengem çay yaptı, oturduk TV izledik. Saat 9 olduğunda yengem, “Çöplerin bu saatte alınması gerekli…” dedi. “Tamam yenge!” deyip gittim dairelerin çöplerini topladım, konteynere attım geldim. “Yenge başka yapılacak bir şey kaldı mı?” dedim. “Yok, bugünlük bu kadar, hadi banyoya gir, duşunu al, taze çay yapıyorum içeriz.” dedi. “Tamam yenge!” dedim gittim devirendim. Banyodan çıktığımda yengem çocukları yatırmıştı. “Çocuklar uydular mı yenge?” diye sorduğumda, “Evet, sabahları erken kalktıkları için erken uyuyorlar. Sağlıklar olsun, bugün yoruldun, dur sana amcanın pijamalarından getireyim de rahat rahat giy.” dedikten sonra gitti amcamın pijamalarından getirdi verdi ve “Hadi değiştir üzerini, ben çayı getireyim.” diyerek mutfağa gitti. Ben de giydim. Giydim ama hem çok boldu, hemde kısa. Yengem geldi başladı gülmeye. “Ne gülüyorsun yenge, sen verdin ben ne yapayım?” dedim. “Yok yalnızca çok gülünç olmuşsun.” dedi. Ben pijamaları çıkarıp tekerrür giysilerimi giymek istedim ama yengem vazgeçmedi.
Yengem çayları doldurdu içiyoruz, TV izliyoruz, ama aralıksız boynunu yakalıyordu. “Dur ben de üzerime rahat bir şeyler giyeyim, sen yabancı değilsin nasıl olsa…” diyerek gitti. Geri geldiğinde bir pijama giymiş ki anlatılmaz! Yengemi ilk kez böyle pijamaların içinde görüyordum ve gözlerimi alamıyordum. Yengem çok sexy olmuştu pijamalarla. Geldi benim yanıma yere bacaklarını kıvırarak oturunca yengemin götü taş gibi dışarı çıktı. Pijamasından ince kumaşından altındaki külodunun hatları dahi muhakkak oluyordu. Kendimi kaçamak bakışlarla yengemin götüne bakmaktan alamıyordum. Çaylarımızı içerken yengem, “Serhat sen olmasaydın ne yapacaktık, kim bize takviye edecekti…” diye başladı beni methetmeye ve teşekkür etmeye filan. Ben de, “Yenge sözü olmaz, biz akrabayız, akrabalık bugünler içindir.” dedim. Yengem yeniden boynunu yakalayıp ovmaya başlayınca, “Ya yenge neyin var, aralıksız boynunu yakalıyorsun?” dedim. Yengem de, “Her tarafım ağrıyor Serhat, boynum, sırtım, belim, ayaklarım…” dedi. Ben de gülerek, “Amcam sağlık kurumuna uyumadan evvelin seni çok yormuş herhalde?” dedim.
Yengem suratıma dik dik baktı ama bir şey demedi. “Yenge kızma, beni yanlış kavradın sanırım, yalnızca şaka yapmak istemiştim.” dedim. “Yok kızmıyorum, neden kızayım ki? Ama senden böyle bir söz beklemiyordum, ona donakaldım. Sızılarım amcanla ilgili değil, 2 gündür tüm bedenim çok ağrıyor, bir dargınlık var üzerimde, esinti kaptım herhalde.” dedi. Ben hemen zıpladım, “Yenge bu gidişatlarda masaj çok iyi kazanç! İstersen azıcık masaj sunim!” dedim. Yengem, “Yok sağol, masajla filan geçeçeğini sanmıyorum.” dedi. “Sen öğrenirsin yenge, ama istersen yaparım, iyi de kazanç!” dedim. “Öğrenmem ki… Sen masaj yapmasını biliyormusun ki?” dedi. “Öğreniyorum yenge, askere gitmeden 3 ay evvel Antalya’da turistlere yapıyordum, fakat öyle kuru kuru yapınca verimi yerine hasarı olur, masaj yağı olması gerekli!” dedim. Yengem, “Masaj yağını nereden bulacağım sana şimdi?” dedi. “Zeytin yağı da olur yenge, var mı?” dedim. “Zeytin yağı mı?” dedi. “Evet, sen getir görürsün!” dedim. Yengem kalkıp mutfağa giderken, ben yeniden gözümü yengemin kalçalarından alamıyordum…
Yengem elinde minik bir şişe zeytinyağıyla geldi, verdi bana ve “Eee, şimdi?” dedi. “Yenge yere bir havlu serelim de halılar yağ olmasın, birde üzerine daha öncekilerinden varsa, bol bir şeyler giysen daha rahat olur, mesela bol bir etek ve penye bir tişört gibi…” dedim. “Tamam.” dedi. Giderken arttan seslendim, “Yenge şeyy… sütyen de takma!” dedim. Yengem birden döndü, “Anlamadım?” diyerek suratıma eksantrik eksantrik baktı. “Yenge yanlış anlama, sırtına masaj yaparken sütyenin yağ olmasın diye söylüyorum, valla turistlere de öyle yapıyorduk!” dedim. Yengem bir şey demeden gitti. 3-4 dakika sonra üzerine bol bir etek ve bir bol penye giymiş halde geldi. Büyükcene bir de havlu getirmişti. Havluyu yere serdim ve “Yüzüstü uzan yenge!” dedim. Yengem uzandı. Yengemin bıldır bıldır götü bol etekle çok hoş görünüyordu. Ben de yengemin yanına oturdum, “Yenge kendini rahat vazgeç, kasma bedenini!” deyip elime azıcık zeytinyağı döktüm ve başladım yengemin boynunu ovmaya…
Yengemin boynunu 15 dakika kadar ovduktan sonra penyesini hafif yukarı sıyırdım ve belini ovmaya başladım. Bu arada benim yaramaz ister istemez kalktı. Yengemin bembeyaz bir bedeni vardı, çıldırmamak elde değil başka bir deyişle. Penyesini azıcık daha yukarıya sıyırdığımda, dediğim gibi sütyen de takmamıştı. Yengemin sırtına şişeden azıcık zeytinyağı döküp sırtını yoğurmaya başladım. Yengem gözlerini kapamış, ara gizeme Oflayıp Ahlamasının dışında ikimizden de çıt çıkmıyordu. Ara gizeme kazara olmuş gibi elimi yengemin memelerinin yanlarına kaydırıyordum, hiç tepki vermiyordu. 10-15 dakika da sırtını ve belini ovduktan sonra gizeme ayaklarına geldi. Yengemin bütün arda geçip bacaklarını hafif araladım ve ayak parmaklarından başladım ovmaya, yavaş yavaş yukarıya doğru çıkıyordum. Eteğini yukarıya sıyırdığımda yengemin beyaz külodu gözüküyordu. Etli baldırlarına da zeytinyağı döküp başladım alttan yukarıya doğru baldırlarını ovmaya…
Ara gizeme elimi etli kalçalarına değdiriyordum, yengemden ses yok, soluk bile alıp vermiyor gibiydi. Ben iyice çıldırmak üzereydim, yarağım patlamak üzereydi ve kafamdan binbir cinsli şeyler geçiyordu. Doğrusu ne yapacağımı öğrenmiyordum. Gözüm aralıksız yengemin külodundaydı. Minikten minikten yengemin kalçalarını ovmaya başlamıştım. Parmaklarım külodunun kenarlarına dokunuyordu, fakat kendimde o cesareti bulup külodunu sıyıramıyordum. Ama götünün yanaklarını resmen yoğuruyordum. Bir ara yengem kasıldı sıktı kendini, muhakkak bilinmez titredi. Sanki az bir şey işemiş gibi külodu ıslandı. Kavradım ki yengem boşalmıştı. Hiç sesimi çıkartmadan yengemin kalçalarını ovmaya devam ederek, “Yenge?” dedim. Yengem okadar dalmış ki, anlatamam, yanıt dahi vermedi. Bir daha, “Yenge?” diye seslendiğimde, kısık bir sesle yalnızca, “Hıı?” dedi. “Yenge, amcam da sana böyle masaj yapıyor mu?” dedim. “Yok nerdeee?” dedi. “Peki, iyi geldi mi, hafifledin mi?” dedim. “Evet, hemde çok!” dedi.
Artık yarağım külodumda durmaz olmuştu, pijama zati çok boldu ve nerdeyse boşaldım boşalacağım. “Yenge ben bir WC ’ye gidip hemen geliyorum!” deyip, yengemin yanıt vermesini dahi bekleyemeden kalktığım gibi tuvalete gittim. Pijamamın altını sıyırdım ama külodumu indirmeye fırsat kalmadan küloduma boşaldım. Külodum perişan olmuştu, nasıl canım bunaldı. Külodumu çıkarıp çöpe attım. Sikimi lavaboda suyla hoşça yıkayıp, orda asılı duran el havlusuna kuruladım. Külotsuz bir halde pijamayı giydim tekerrür. Sonra hiçbir şey olmamış gibi yengemin yanına gittim. Yengem hali hazırda öyle vazgeçtiğim gibi gözleri kapalı bir biçimde uzanmış, kımıldamadan duruyordu. Yengemi yeniden o halde görünce içim gitti yeniden. Yengemin bacaklarını hafifçe az daha aralayıp, zati etek yukarıya sıyrıktı bacak arasına diz çöküp, yine belini ve sırtını ovmaya başladım. Elim memelerinin kenarlarına dokundukça benim yarrak yine sertleşmeye başladı.
Ne yapacağımı öğrenmiyordum, usulca yengemin götüne doğru yanaştım. Kazık gibi olmuş sikim yengemin götüne dokundu dokunacak. Sonunda değdirmeye karar verdim. Şayet yengem bir tepki verirse hemen vazgeçecektim. Azıcık daha yaklaşıp yengemin götüne yapıştım. Artık benim yarrak yengemin götüne dokunuyordu ve yengemin amının götüne sıcaklığını seziyordum. Anlatılmaz bir coşku ve duyguydu bu benim için. Artık ben de gözlerimi kapamış, olanlara kendimi iyice kaptırmıştım. Nerdeyse yengemin üzerine uzanmıştım. Pijamamın altında külot da olmadığı için yarağım bütün şahlanmıştı ve sanki yengemi sikiyormuşum gibi hafif hareketlerle yarrağımı yengemin götüne sürterek yukarı alt gidip geliyordum. Artık direnecek halim kalmamıştı, bu andan sonra ne olcaksa olsundu. Ellerimi yengemin memelerine atıp okşayarak, arda iyicene bastırdım ve kerkinmeye başladım. İşte bütün o sırada yengemi gözleri birden açıldı ve “Ne yapıyorsun Serhat?” deyip debelenmeye başladı. Ben yanıt bile vermeden memelerini avuçlamaya ve arda kerkinmeye devam ettim…
Artık bu işin dönüşü yoktu, yengemi sikecektim, kararımı vermiştim. Yengem hali hazırda altımda debeleniyor, “Serhat yapma! Ne yapıyorsun? İn üstümden ivedi!” diyordu. Ben hiçbir şey demeden ensesini ve kulaklarını öpmeye başladım. Yengem niyetimi kavramıştı, çırpınmalarını artırdı ve “Ne yapıyorsun salak! İn üstümden manyak! Yapma! Şipşak kalk üstümden yoksa haykırırım hayvan herif!” diye küfürler etmeye başladı. Ben de, “Bağır valla! Umurumda değil! Katlanamıyorum yenge, çıldırmak üzereyim!” deyip yengemin göğüslerini bıraktım ve külodunu alt sıyırmaya çalıştım. Yengem başladı dilenmeye, “Serhat ne olursun vazgeç, ben senin yengenim, 2 tane çocuğum var, lütfen yapma, vazgeç!” dedi. Gözüm dönmüştü bir kere, yengemin söyledikleri bir kulağımdan giriyor öteki kulağımdan çıkıyordu. Biryandan yengemin omuzbaşlarını ısırıyordum, bir yandan da külodunu çıkarmaya çalışıyordum ama beceremiyordum. Yengem ağlayarak, “Yapma!” diyordu yalnızca ve hali hazırda debeleniyordu. “Yenge bak güzelikle olmasza güçle olacak bu iş! İster güçle, ister güzelikle, ama neticede seni sikecem, başka takati yok! Sana vurmak istemiyorum, şayet karşı koyarsan ağzını burnunu kırarım! Kes sesini de itiraz etme, tamam mı?” dedim.
Yengem baktı kurtuluşu yok, debelenmeyi kesti ve “Hayvan herif, hadi ne yapacaksan yap, sonra da siktir ol git konutumdan!” dedi. “Hah şöyle!” diyerek yengemi çevirip sırtüstü yatırdım ve penyesini çıkardım. Yengemin memeler özgür kalmıştı, başladım memelerini yalamaya. Yengemin çok hoş memeleri vardı, memeuçlarını azıcık emdikten sonra yengemi dudaklarından öpmek istedim, ama ne yaptıysam dudaklarını kaçırdı, öptürmedi. Ben de gerdandan öperek, tekerrür göğüslere, ordan da göbek çukuruna indim. En sonunda eteğini de çıkardım, yengem yalnızca külotla kalmıştı. Külotunun amının yarığına denk gelen yeri daha da ıslanmıştı ve külotunun kenarlarından amının kılları dışarı taşıyordu. Külotunu yana sürükleyerek amının kıllarını okşamaya başladım. Sonra külotunu sürükleyerek çıkardım. Ağzımı yengemin amına yaslayıp öpmeye başladığımda, o ana kadar suskun duran yengem birden doğruldu ve başımı iterek, “Ne yapıyorsun salak! Orası opülür mü, pis!” dedi.
“Öpülmez mi yenge! Sen bana vazgeç, ben öperim de yalarım da!” deyip yine yumuldum amına. Yengem de, “Ne halin varsa gör, manyak!” diyerek yine uzandı. Ben amının kıllarını yanlara açarak amının dudaklarını öpüp, ağzıma alıp emmeye başladım. Ne kadar tatlı bir amı vardı yengemin. Amının deliğine dilimi sokup çıkarmaya ve bızırını emmeye başladığımda, yengem gülmeyle ağlama arası sesler çıkararak titremeye başladı. Az evvel, ‘Orası öpülür mü! ’ diyen yengem artık kafamı amına bastırıyordu. Ben de dilimi sokabildiğim kadar yengemin amına sokuyordum. Çok geçmeden yengem sarsıla sarsıla ağzıma boşaldı. Ben amının sularını iştahla yalayıp yutarken, yengem bu sefer zevkten debeleniyordu ve yeniden gözlerini kapamış, “Yeterrr! Dur artık, ben bittim!” diye inlerken gözlerinden yaşlar geliyordu.
Benim de artık daha fazla direnecek halim kalmamıştı, hemen doğruldum ve pijamamı alt sıyırdım. Yarağımın başıyla yengemin vıcık vıcık olmuş amına sürtmeye, badana sürüklemeye başladım. Yengem dudaklarını ısırarak coşkuyla sokacağım anı bekliyor, fakat ben sokmuyordum. Her ne kadar istemiyormuş gibi görünse de, yengem sikilmek istiyordu. Sonunda direnemeyip gözlerini açtı ve “Sok artık! Çıldırtın beni! Siksene hadi! Sik de bitsin bu eziyet!” dedi. Yengemin bacaklarını omzuma alıp birden vargücümle yüklendim ve köküne kadar, taşaklarıma kadar soktum amına. Yengem o anda natürel çığlığı bastı ve “Napıyorsun hayvan oğlu hayvan!” diye haykırmaya başladı. Neye uğradığımı donakaldım, yengemin neden bağırdığını kavramadım, ama hemen elimle ağzını kapadım. Gözlerden yeniden yaşlar akmaya başladı. 2-3 dakika yakaladım ağzını. Ben daha amının içindeydim ve yengem debeleniyordu. Elimi ısırınca elimi çektim ağzından. “Hayvan! O nasıl sokmak öyle, yırttın amımı, çık içimden, can verdim!” diye dilenmeye başladı…
Yengemin amı ya gerçekten çok dardı, ya amcamın siki çok minikti, yada benim yarrak çok büyüktü. O anda çıkarsam bir daha giremeyeceğimi düşündüm ve “Yenge azıcık bekle, şimdi alışırsın!” dedim. Yengem hem ağlıyor hem dileniyordu, “Çık nolursun, can verdim geberdim valla!” diye. Ama benim hiç çıkmaya amacım yoktu natürel. Yavaş yavaş pompalamaya başladım. Yengem altımda iki büklüm durumda kıvranıyordu. Yengemin memelerini avuçlaya avuçlaya amına 5 dakika kadar pompaladıktan sonra sanki yengem alışır gibi oldu ve haykırmayı kesti, artık yalnızca Ahhlayıp Ohluyordu. Ben siktikçe yengem iyice zevke gelmeye başladı ve amı sulandı. Bir zaman sonra ellerini belime atarak tırnaklarını sırtıma geçirip beni kendine sürüklüyor ve Ohhh Ohhhh sesleri çıkararak inliyordu. Sonra yengem bacaklarını omzumdan indirip belime dolayarak gidip gelme hareketlerime eşlik etmeye ve derin derin inlemeye başladı. Çok geçmeden de titremeye başlayıp orgazm oldu…
Ben pompalamaya devam ederken, yengem, “Ben bittim! Hadi sen de boşal artık, can verdim valla!” diye dilenmeye başladı. Yengem boşal demese dahi benim de belim gelmek üzereydi. O anda yengemin korunup korunmadığı, hamile kalıp kalmayacağını filan düşünmeden, böğüre böğüre yengemin amına boşaldım. Ama ne boşalma! Yengemin amına döllerimin son damlalarını da akıttıktan sonra, içinden çıkmadan üzerine yığılıp kaldım. İkimiz de burnumuzdan soluyorduk. Sikim yengemin amında kendiliğinden küçülüp dışarı pırtınca, yengem, “Bittiyse in üzerimden hayvan! Altında ezildim, pestilim çıktı!” diyerek beni üstünden itti. Yengemin yanına uzandım ve bir sigara yaktım. Yengem hemen kalktı ve üzerini giyinmeye başladı. Giyinirken biryandan da bana, “İstediğin oldu mu rezil herif? Erdin mi muradına, ha?” diye asabi bir biçimde söyleniyordu. Giyinip divana oturdu ve “Ne olacak şimdi? Niçin yaptın bunu bana?” diye sordu. “Yenge elimde değildi valla, direnemedim sana, çok sexysin!” dedim ve bir sigara da yengeme yakıp verdim. Yengem sigarayı içerken azıcık da olsa soğukkanlılaşmıştı, artık burnundan solumuyor, yalnızca dalgın bir hali vardı.
Susamıştım, kalktım sikimi sallaya sallaya mutfaktan birer kadeh soğuk kola getirdim ve dıvana yengemin yanına oturdum. Yengem kolayı alırken suratıma bön bön bakıyordu. Koladan birkaç yudum aldıktan sonra, yengeme sarıldım ve “Yenge olan oldu birkere, üzülme ne olursun, bak ben seni çok beğeniyorum!” dedim. Yengemse, “Tamam beğeniyorsun, iyi hoş da, amcanın yüzünü nasıl bakarım, onu düşünüyorum!” dedi. “Yenge amcamın nerden haberi olacak?” diyerek yengemin dudaklarına yumuldum. Yengem ilk başta karşılık vermese de, bu sefer dudaklarını kaçırmadı. Dilimi ağzının içine sokup, dilini emmeye başlayınca yengem kendini saldı ve karşılık vermeye başladı. Birbirimizin dudaklarını kemirircesine öpüşüyorduk, ağzımızdan sular aka aka. Elimi penyesinin içine sokup göğüslerini okşamaya başlayınca, yengem, “Dur yapma, çok terledim, heryerim yapış yapış, kendimi çok pis seziyorum!” dedi. “Yenge kalk ozaman banyoya gidelim, seni hoşça yıkayayım!” diyerek yengemin elinden yakalayıp kaldırdım…
Banyoya girdik, ben zati üryandım, yengemi de atayıp duşun altına geçtik. Şampuanla yengemin tüm bedenini bol bol köpükleyip, heryerini hem okşuyor hem deviriyordum. Yengemi dönderip sırtını ve götünü de şampuanla devirirken arkadan yengeme sarıldım ve “Seni çok beğeniyorum yenge, sana aşık oldum!” dedim. Bu arada benim yarak yengemin kalçaları arasında yavaş yavaş kalkmaya başladı yeniden. Elimi öne atıp yengemin göğüslerini okşayınca benim yarrak oldu demir gibi ve kerkinmeye başladım. Yengem, “Noluyor? Yeniden mi kalktı?” diyerek döndü. Natürel o ana kadar yarrağımı kalkık haliyle görmediği için de afalladı, gözleri faltaşı gibi açılarak, “Bu ne yaa? Az evvel bu mu girdi bana?” dedi. Ben sırıtarak, “Evet, ne oldu ki yenge?” dedim. “Oğlum bu iri birşey! Ben nasıl aldım bunu?” dedi. “Amcamınki nasıl ki yenge?” dedim. “Amcanınki bunun yanında çocuk Bülüğü gibi kalır!” dedi. Yengemin elini tutarak yarrağıma götürdüm, yarrağıma azıcık da şampuan döktüm, “Hadi sen de beni yıka yenge!” dedim. Yengem de yarrağımı ve taşşaklarımı bol köpükle yıkadıktan sonra havlulara sarınarak çıktık.
Çocuklar uyuyorlar mı diye baktıktan sonra yatakodasına geçtik, uzandık yatağa ve yengemle öpüşmeye başladık. Yengemin memelerini de uzunca yalayıp emdikten sonra yalayarak göbeğine inmiştim ki, yengem birden omuzlarımdan tutarak, “Serhat yeniden amımı yalamayacaksın değil mi?” dedi. “Yalayacam yenge!” dedim. “Git bee, am yalanır mı hiç!” dedi. “Ahh yenge ahh, am yalamanın nekadar hoş birşey olduğunu öğrensen, sen de am yalarsın!” dedim. “Salak, saçmalama!” dedi. “Amcam hiç senin amını yalamamış da ondan acayibine gidiyor! Şayet alışkın olsaydın, şimdi bana amımı yala diye dilenirdin!” dedim. Yengem de, “Amcanın amımı yalamasını vazgeç, amımı bir dakika görmemiştir dahi. Daha yatağa girmeden ışıkları söndürür öyle girer yatağa, karanlıkta çıkar üstüme, bitirir işini, sonra da ardı döner yatar!” dedi. “Peki yenge, sen hiç amcamın sikini yaladın mı?” dedim. Yengem birden, “Böööhhhh, onu da ağzına alanlar var mı?” dedi. “Yenge valla sana birşey söyleyim mi, bu yaşına kadar boşuna yaşamışsın! Sen kendini bana vazgeç, hiçbir şeye itiraz etme, sana yaşamda yaşamadığın zevkleri tattırcam!” dedim.
Yengem birkaç saniye düşündükten sonra, “Hadi bakalım, görelim!” dedi. Ben hemen sırtüstü uyuyup, yengemi 69 pozisyonunda üstüme aldım ve yengemin amını küçük küçük yalamaya başladım. Yengem yarrağımı elini yakalıyor ama bir cinsli yalamıyordu. Yengemin bızırını emerek amını parmaklıyordum. Çok geçmeden yengemin amı sulanmaya başlamış ve amını ağzıma bastırıyordu. Azıcık daha devam etsem orgazm olacaktı, yengem orgazm olmadan amını yalamayı vazgeçip, “Yenge sen de benimkini yala!” dedim. Yengem, “Yok olmaz, yalamam!” diyor, ama amını da yalamam için suratıma bastırmaya devam ediyordu. Ben de inadına yalamıyordum. “Yengem, Hadi devam et, niçin durdun?” deyince, “Sen de benimkini yalarsan devam ederim!” dedim. Yengemin orgazm olmasına ramak kaldığından, korkak korkak yarrağımın başını öpmeye başladı. “Ağzına al yenge!” deyip amını yalamaya başladım. Parmağımı tükürükle nemlendirip yengemin götünün deliğine sokunca yengem birden irkildi, “Napıyorsun?” dedi. “Üff yenge yaa! Birşey yapmıyorum, hani kendini bana vazgeçecektin! Sen yarrağımı yalamaya devam et!” dedim.
Yengem yarrağımı yalamaya devam etti ama usu götünde kalmıştı. Ben şimdi yengemin götünü parmaklarken, aynı anda amına dilimi sokup sokup çıkarıyordum ve bızırını oynuyordum. Yengem götünü kıvırmaya ve yarrağımı yarısına kadar ağzına alıp emmeye başlamıştı. Çok geçmeden yengem inlemeye ve titremeye başladı. Götünü vazgeçip yalnızca amını süratli süratli parmaklayınca yengem yeniden orgazm olarak sarsıla sarsıla boşaldı. Amının sularını da yaladıktan sonra yengemi üzerimden indirip yatağın üstünde dörtayak domalttım. “Yenge kal böyle!” diyerek bir koşu zeytinyağını aldım geldim. Yengemin büzüğüne azıcık zeytinyağı damlatıp başladım götünü parmaklamaya. Yengem kavradı sanırım ve “Götümden sikmeyi düşünmüyorsun değil mi? Öyle bir gayenin varsa bırak, amıma güç aldım, götüme nasıl alayım!” dedi. “Yok yenge telaşlanma, birşey yapmayacam, yalnızca güzelime gidiyor, çok hoş götün var!” deyip arkadan amını yaklaştım. Yarağımın azıcığını amına soktum bekledim. Yengem derin bir Ohhhh çekince yavaş yavaş geri kalanını da soktum…
Yengemin götünü parmaklayarak, amına sikimi hafif hafif sokup çıkarmaya başladım. Her sokuşumda, yengem taşşaklarımı da amına almak istercesine kendisini geriye bastırıyordu. Bütün kıvama gelmişti, okadar istekli sikişiyordu ki, o anda yengemin usunda sikişmekten başka birşey yoktu. Ben de ara gizeme süratlenip arasıra yavaş sikiyordum yengemin amını. Yavaşlayınca yengem dileniyordu, “Serhat yavaşlama lütfen, süratli yap!” diye. Durdum ve “Serhat değil, bundan sonra ben senin kocanım!” dedim. “Tamam kocacığım, durma, devam et neolursun!” deyince devam ettim. Bu arada yengemin götü de bütün kıvama geldi, artık 2 parmağımı rahatlıkla götüne sokabiliyordum. Yengemin götünü sikme zamanı geldi diye düşündüm ve ellerini sırtında birleştirip tek elimle sıkıca yakaladım ve yengemin suratını yastığa yapıştırdım. Büzüğüne azıcık daha zeytinyağı döküp yarağımı amından çıkardığımda yengem kavradı, “Serhat kurban vakam, sakın götüme değme! Alamam onu ben!” dedi. Ben de sırıtarak, “Yenge korkma azıcıktan alışırsın!” dedim ve yarağımın başını götünün deliğini yaklaştırdım. Yengem büzüğünü okadar sıkıyordu ki anlatamam…
Azıcık yüklenince yarrağımın başı girdi, ama yengem de haykırmamak için yastığı kemiriyordu. “Yenge bak oldu işte, hepsi bu kadardı!” diyerek yengemin ellerine vazgeçtim ve “Şimdi çıkaracam, çıkarırken acımasın, azıcık rahatla, yoksa canın çok yanar aşkım!” dedim ve azıcık daha zeytinyağı döktüm. Saf yengem de söylediklerime inanarak kendini sıkmayı vazgeçince, ben yengemin kafasını haykırmasın diye yastığa bastırıp götüne birden yüklendim ve kalanının hepsini bir seferde soktum ve öylece bekleyerek yengemin kafasını yastığa bastırmayı bıraktım. Yengemin ağzından çıkan küfürleri dinlemeliydiniz, “Orospu çocuğu! Can Verdim! Yırttın götümü! Çıkar şu şeyi götümden!” diyordu. Yengemin ne dediği umurumda dahi değildi, yengemin kafasını tekerrür yastığa bastırarark ben başladım yengemin götünü kanırta kanırta pompalamaya. Hiç ara vermeden 30 dakika kadar siktim yengemin götünü. Yengemin götüne boşalıp çıktığımda yengem yığılıp kaldı. Hiç sesi çıkmıyordu, sanki bayılmış gibiydi. Yengemi sırtüstü çevirip yanına uzandığımda suratında bön bön bir ifade vardı…
Yengemi dudaklarından öptüm, ama yengemden rastgele bir hareket ve ses yoktu, yalnızca nebatsal yaşama girmiş gibi soluk alıyordu. 15 dakika sonra anca kendine geldi ve ağlamaya başladı. “Anamı siktin lan iftiharsız, bende hal vazgeçmedin, öldürdün beni! Çık odamdan! Suratını iblis görsün!” diyordu. Ne yaptıysam soğukkanlılaştıramadım yengemi, zorunlu olarak gidip o gece divanda yattım. Zati o geceden sonra da birdaha sikemedim yengemi, fakat amcam sağlık kurumundan taburcu olana kadar amcamın yerine kapıcılık yaptım. Şu anda amcam tamamen iyileşti, konuta geldi, yengemse beni bağışlamadı ve hali hazırda benle konuşmuyor. Amcam arasıra beni konutlarına davet ediyor, ama bir mazaret uydurup gitmiyorum. O vakadan 3 ay sonra bizimkilerden yengemin hamile olduğunu duydum. Yengem benden mi hamile kaldı, yoksa amcadan mı, valla öğrenmiyorum.
Herkese bol sikişler.
Gerçekten güzel sikişmişler. İnsanın canı çekiyor.